Türkiye’de diyabetin giderek arttığı, 2011yılında yapılan bir çalışmada Türkiye’de 20 yaş üstü kişilerin yüzde 13,7 sinde diyabet saptandığını söylüşor.
Bu artışın nedenlerinin en başında; şişmanlığın, kötü beslenmenin, egzersiz yetersizliğinin rol oynadığına dikkat çeken ATASAM Hastanesi İç Hastalıkları Uzm. Dr. Yüksel Kaş, “Diyabetlilerin mutlaka egzersiz yapmalı, haftanın en azından 5 gününde, günde 40 dakika kadar yürümeli. Çünkü diyabetli hastaların yüzde 80’ini sonradan gelişen kalp hastalığı ile yaşamlarını kaybediyor.” dedi. 14 Kasım tarihinin diyabet hastaları için çok önemli olduğunu kaydeden Uzm.Dr. Yüksel Kaş, İnsülini ilk kez keşfeden Frederick Banting 14 Kasım’da doğması nedeniyle bu tarihin Dünya Diyabet Günü olarak kabul edildiğini söyledi. Diyabetin sinsi bir hastalık olduğunu belirten Kaş, diyabetli olanların teşhisi henüz konmadan 8-10 yıl öncesinden itibaren kalp hastalığı riski taşımakta olduklarını söyledi.
Her bireyin hayatında bir kez olsun şekerini ölçtürmesi gerektiğini hatırlatan Dr. Yüksel Kaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Teşhis konduktan sonra kalp riski giderek katlanarak artmaktadır. Sonuçta hemen hemen hastaların çoğu kalp damarlarının tıkanması ile yaşamlarını yitirmekteler. Bu nedenle diyabetli hastalarda, kalp hastalığının erkenden teşhisinin konması önemlidir. Bunun için hastaların mutlaka 3-6 ay aralarla hekim kontrolüne gitmesi önemlidir. Ayrıca diyabetli hastaların sayısı kadar bir o kadar da diyabet hastalığının teşhisinin konmamış olduğu da bir gerçektir. Bu nedenle herkesin hayatında en azından bir kez olsun şekerini ölçtürmesi gerekir. Özellikle 4 kiloğramdan fazla çocuk doğuran anneler, kilolu olanlar, hipertansiyonu olanlar, kalp hastalığı olanlar, ailesinde diyabet olanlar şekerlerini mutlaka ölçtürmeliler. Erken teşhis ile de, diyabetin önlenmesi, hatta kalp hastalığından korunma mümkündür.”
by:Facia`